Biyolojik evrimi
“Denizlerin dinozorları” olarak adlandırılan deniz kaplumbağaları, evrim tarihinde yavaş değişen ve korunmuş bir türdür. Ancak, bu türlerin tam jeolojik yaşını belirlemek bazen zor olabilir.
Deniz kaplumbağasının ne olduğuna dair farklı görüşler ve yöntem problemleri nedeniyle genellikle farklı veriler bulunmaktadır. Dermochelidae (Deri sırtlı kaplumbağalar) hariç tutulduğunda, Cheloniidae (sert kabuklu deniz kaplumbağası) türlerinin son ortak atasının yaklaşık 50 milyon yıl önce yaşadığını biliyoruz. Ancak, deri sırtlı ve sert kabuklu deniz kaplumbağaları birlikte düşünüldüğünde, fosil kanıtlar bugün yaşayan deniz kaplumbağalarının son ortak atasının en az 120 milyon yıl öncesine, Erken Kretase dönemine tarihlendiğini gösterir. Bu, Desmatochelys deniz kaplumbağa fosilinin yaşını göstererek kanıtlanmaktadır.
Ancak, deniz kaplumbağalarının tarihi daha da eskiye, kaplumbağaların sürüngen atalarından en az 260 milyon yıl önce ayrıldığı Perm dönemine kadar uzanmaktadır. Bu, Güney Afrika’da bulunan Eunotosaurus isimli sürüngen fosilinin kanıtladığı bir durumdur. Pappochelys fosili, hala kertenkele benzeri bir şekil gösteriyor ve yaklaşık 240 milyon yıl öncesine kadar gitmekteydi. Yaklaşık 220 milyon yıl yaşındaki Odontochelys (Üst Triyas) ise zaten bir kaplumbağaya oldukça benziyordu. Kaplumbağaların daha ileri evrimi, “öncü kaplumbağa” Proganochelys üzerinden devam etti.
Dinozorlar, yaklaşık 235 milyon yıl önce (Üst Triyas) ile yaklaşık 66 milyon yıl önce (Kretase sonu) arasında yeryüzünde hüküm sürdü. Günümüz deniz kaplumbağalarının evrimi, dinozorların hüküm sürdüğü dönemde gerçekleşti. Ancak, bugün yaşayan sert kabuklu deniz kaplumbağa türlerinin ayrılması muhtemelen sonrasında, Tersiyer dönemde gerçekleşti. İnsanların ve en yakın akrabaları olan şempanzelerin son ortak atası ise yaklaşık 8-6 milyon yıl öncesine kadar gitmektedir. Buna göre, türümüz Homo sapiens sadece 300.000 ila 200.000 yıl evrimleşmiş olduğundan, kaplumbağaların bizden çok daha önce dünyada yaşamış olduğu ve bizlere ev sahipliği yaptığı gerçeğiyle karşı karşıya kalıyoruz.
Türleri
İribaş (Caretta Caretta)
İribaş deniz kaplumbağası ya da yaygın bilinen adıyla Caretta Caretta İri kafasıyla ve kızıldan koyu kahverengiye değişkenlik gösteren renklenmesiyle ayırt edilebilir. Erkekler daha dar kabuklara, çok daha uzun ve kaslı kalın kuyruklara, ön üyelerde dişileri çiftleşme sırasında tutmaya yarayan daha uzun ve kıvrık tırnaklara sahiptirler. Dişilerde ise daha geniş bir kabuk, daha kısa ve ince kuyruk, ön üyelerde düz ve daha kısa tırnaklar bulunur. Akdeniz’de yuvaladığı bilinen iki deniz kaplumbağası türünden biridir.
Akdeniz, Atlas, Hint ve Pasifik Okyanusu’nda görülmektedir. Manavgat kıyıları en yoğun yuvalama alanlarından biridir.
Yetişkinleri yaklaşık 70 ila 100 cm uzunlukta ve 100 kg’a kadar ulaşan ağırlıklara sahiptir. Yavru bireyler ise ortalama 27 mm uzunluğa ve 15 ila 20 gr ağırlığa sahiptir. Yavrular denizlerdeki planktonlarla beslenirken yetişkin bireyler genellikle yengeç, balık, midye ve denizanalarıyla beslenir.
Dişileri ortalama 3 yılda bir üremektedir. Erkekler ise her yıl üremeye yatkındır. Bir defa çiftleşen dişi üreme dönemi boyunca 4 yuvaya kadar yumurtlama yapabilir ve her yuvaya 70 ila 120 arasında yumurta bırakabilir. 42 ila 58 gün arasında değişen kuluçka döneminden sonra yavrular yuvadan çıkmaya başlar.
Yeşil Deniz Kaplumbağası (Chelonia Mydas)
Yaşamlarının büyük çoğunluğunu ot yiyerek geçiren bu tür aslında etçil olarak beslenme eğilimi de gösterebilir. Denizlerdeki deniz çayırlarını biçerek daha güçlü büyümelerini ve denizdeki oksijen seviyesinin artmasını sağlar. Kabuk rengi zeytin yeşilinden gri-kahverengiye değişebilir. Deniz otlarıyla beslenmesinden ve vücudundaki yağın renginin yeşilimtırak olmasından dolayı “Yeşil Kaplumbağa” diye adlandırılmıştır.
Tıpkı Caretta Caretta gibi Akdeniz, Hint, Atlas ve Pasifik Okyanuslarında görülebilir. Caretta Caretta’dan biraz daha iri olan bu türün yetişkinleri 80 ila 120 cm uzunluğa ve 200 kg’a ulaşan ağırlıklara sahip olabilir. Yavruları ise 35 mm ve 30 gr civarında fiziksel özelliklere sahiptir.
Yavrular tıpkı İribaş gibi planktonlar beslenmenin yanı sıra nadir de olsa balık yumurtalarını yemektedir. Yetişkin bireyler ise ömürlerinin büyük bir çoğunluğunu deniz bitkilerini yiyerek geçirir.
Dişileri iribaş gibi ortalama 3 yılda bir ürerken erkekler her yıl üremektedir. Dişiler her çiftleşme sonrası yaklaşık 3 defa yuva yapmak için sahillere çıkar ve her yuvada 80 ila 135 arasında yumurta bırakabilir. Kuluçka süresi ortalama 60 gündür. Yumurtaları iribaşa göre nispeten büyüktür.
Yeşil deniz kaplumbağası popülasyonunun %80 kadarı yuvalamak için Türkiye sahillerini tercih etmektedir.
Deri Sırtlı Deniz Kaplumbağası (Dermochelys Coriacea)
Dünyadaki en büyük sürüngenlerden birisidir. En derine dalan ve en büyük mesafeleri kat eden kaplumbağa olduğu için “şampiyon” olarak da adlandırılmaktadır. Kabukları deriyle kaplı olup uzunlamasına beş adet kabartılı çizgi mevcuttur. Akdeniz’de görülmesine karşın yuva yaptığına dair bir kayıt bulunmamaktadır.
Akdeniz ve tüm okyanuslarda görülmektedir. Yetişkinlerinin boyu 2 metreye kadar ulaşırken ağırlıkları ortalama 600 kg civarındadır. Bazılarının 1 tona yakın ağırlığa ulaştığı kaydedilmiştir. Yavruları ise yetişkinlerine oranla oldukça küçük fiziksel özelliklere sahiptir. Yavru deri sırtlı deniz kaplumbağası ortalama 45 mm uzunluğa ve 45 gr ağırlığa sahiptir.
Genelde denizanaları ve yumuşakçalarla beslenirler. Dişiler 3 yılda bir ürerken çiftleşme sonrası 7 yuvaya kadar yapmaktadır ve her yuvaya 50 ila 90 arasında yumurta bırakmaktadır. Kuluçka süresi yaklaşık 2 aydır.
Atmaca Gagalı Deniz Kaplumbağası (Eretmochelys İmbricata)
Kızıldeniz, Umman, Kuzey Avustralya sahilleri en fazla yuvalamanın görüldüğü yerlerdir. Süngerler ile beslenen tek türdür ve sağlıklı mercan resifleri için önemlidir. Yetişkinleri 80 cm uzunluğa ve 150 kg ağırlığa ulaşabilir. Yavrularının uzunluğa iribaşla aynı olmasıyla birlikte 5 gr ağırlıklarıyla oldukça hafiftir. Denizdeki sürüngenler ve mercanlar üzerinde beslenirler. Bir yuvaya en çok yumurta bırakan deniz kaplumbağasıdır ve tek sefer 200 yumurtaya kadar bırakabilir. Kuluçka süresi diğer deniz kaplumbağası türleri gibi yaklaşık 2 aydır.
Gündüz Yuvalayan Deniz Kaplumbağası (Lepidochelys Kempii)
İnsan faaliyetlerinin en yoğun olduğu sabah saatlerinde yuvaladıkları için tüm deniz kaplumbağaları arasında nesli en fazla tehlike altında olan türdür. Sadece bu türün bireyleri gündüz yuvalar ve yavruları da yuvadan gündüz çıkar. Arribada denen sahillere hep birlikte çıkarak toplu yuvalama yaptıkları gözlenir. Yetişkinleri 60 cm uzunluğa ve 60 kg ağırlığa yavruları ise 25 mm uzunluğa ve 15 gr ağırlığa ulaşabilir. Atlantik Okyanusu’nda görülmektedir. Yengeç, denizanası ve yumuşakçalarla beslenir.
Zeytin Yeşili Deniz Kaplumbağası (Lepidochelys Olivacea)
İsminden dolayı yeşil deniz kaplumbağası ile karıştırılsa da yaşam alanları ve yuvalama biçimleriyle birbirlerinden ayrışırlar. Hint, Atlas ve Pasifik Okyanusu’nda görülebilirler. Toplu yuvalamanın görüldüğü diğer bir deniz kaplumbağası türüdür. Fiziksel olarak en küçük deniz kaplumbağasıdır ve yetişkinleri 60-70 cm uzunluğa ve 70 kg ağırlığa ulaşabilir. Yengeç, yumuşakçalar ve denizanalarıyla beslenirler.
Düz Kabuklu Deniz Kaplumbağası (Natator Depressus)
Düz kabuğu nedeniyle bu ismi almıştır. Deniz kaplumbağalarından en büyük yumurtası olan türdür. Popülasyonu hakkında en az bilgiye sahip olunan türdür. Kabuk yapıları daha narindir ve kolayca zarar görebilir. Hint ve Pasifik Okyanuslarında görülebilir. Yavruları en büyük olan türdür ve yaklaşık 45 mm uzunluk, 40 gr ağırlıkla doğarlar. Yetişkinleri ise 90 cm civarında uzunluğa sahiptirler ve ağırlıkları ortalama 100 kg’dır. Birçok deniz kaplumbağası türü gibi yengeç ve denizanalarıyla beslenirler.
Yaşam alanları
Genelde insan faaliyetlerinden uzakta ve okyanuslarda yaşayan deniz kaplumbağaları, Akdeniz gibi büyük denizlerde de kendisine yaşam alanları oluşturmuştur. Ticari faaliyetlerin sık sık hedefi olarak nesli tükenme tehlikesi altına girmesiyle uluslararası sözleşmeler ve ulusal kanunlarla tüm türleri koruma altına alınmıştır.
Üreme süreci ve döngüsü
Deniz kaplumbağaları, uzun yaşam süreleri ve yavaş büyümeleriyle bilinen önemli canlılardır. Hayatları boyunca karada ve denizde farklı habitatlarda bulunarak karmaşık bir döngü içinde yaşarlar. Üreme dönemlerinde, erkek ve dişi kaplumbağalar kumsallarda buluşarak üreme ritüellerini gerçekleştirirler. Yumurtlama dönemlerinde dişi kaplumbağalar 15 gün aralıkla yumurta bırakabilirken, erkekler sürekli olarak üreme yeteneğine sahiptir. Ancak, her sezon üreyen erkeklerin aksine, dişi kaplumbağaların üreme yetenekleri 2 ila 5 yıl arasında değişir. Yuvalama süreci oldukça kritiktir ve yumurtalar çeşitli tehditlerle karşı karşıyadır. Yavrular çıktıktan sonra denize doğru yönelirler ancak ışık kirliliği gibi etmenler onları yanlış yönlendirebilir. Denize ulaşan yavrular, ilk zamanlarını yüzeyde geçirir ve besin ararlar. Bu süreçte, avcılar tarafından tehdit altındadırlar. Büyüme süreci boyunca deniz kaplumbağaları çeşitli tehlikelerle karşılaşırlar, özellikle balıkçılık faaliyetleri, deniz kirliliği ve avcılar tarafından avlanma gibi faktörler yaşamlarını tehdit eder. Deniz kaplumbağalarının yaşam döngüsü ve karşılaştığı tehlikeler, ekosistemlerin korunması açısından önemli bir konudur.
Koruma faaliyetleri
Deniz Kaplumbağalarını Tehdit Eden Faktörler
Deniz kaplumbağalarını tehdit eden faktörlerin başında insan faaliyetleri gelmektedir. Az önce öğrendiğimiz üzere aslında denizde yaşayan ancak yalnızca yuvalamak için sahile çıkan bu canlıları, bilinçsiz yapılan deniz avcılığı, bölgeye atılan ip, ağ ve misinalar, denize ve sahile bırakılan plastik atıklar, kontrolsüzce yapılan kıyı yapılaşması gibi faktörler deniz kaplumbağalarının yaşamlarını sürdürmeleri için birer tehdit oluşturmaktadır.
Yuvalama Sahillerinden Araç Geçmesi
Mayıs ayında deniz kaplumbağalarının yuvalamak için sahile çıkmasıyla başlayan yumurtlama dönemi, Ekim ayının ortalarında son yavru deniz kaplumbağasının da yuvadan çıkarak denize gitmesiyle sonlanmaktadır. Bu dönem içerisinde sahildeki neredeyse her kum tanesine deniz kaplumbağalarının paletleri değmektedir. Öyle ki 2023 yılındaki çalışmalarımızda faaliyet gösterdiğimiz 9800 metrelik Batı Mendirek-Side Doğu Kapısı arasındaki bölgede 710 deniz kaplumbağası hareketi tespit ettik. Bu hareketler sonucu 351 başarılı yuva girişimi kaydettik.
Bu yoğun yuvalama dönemi aynı zamanda turizm faaliyetlerinin de yoğun olduğu döneme denk gelmektedir. Bu sebeple sahilde insan yoğunluğu artmaktadır. Buna bağlı olarak uzun kıyıları daha hızlı katetmek isteyen insanlar bazen motorlu araçlarını bu sahillerde kullanmaktadır. Neredeyse her 100 metrede 3 yuva bulunan sahilimizde araçların üzerinden geçtiği yuvaların içindeki yumurtalar basıncın etkisiyle ne yazık ki tahrip olmaktadır.
Yuvalama Sahillerinde Ateş Yakılması
Bu yoğunluktaki sahillerde koruma altına alınan yuvalar bilinçsiz insanların hedefi olmaktadır. Bazen koruma çıtalarının üzerine sahil elbiselerini asan insanları gördüğümüz gibi bazen de keyfine düşkün olanların bu koruma alanlarını kusursuz bir kamp ateşi alanı olarak görmeleriyle karşılaşıyoruz. Yuvaların üzerinde yakılan her türlü ateş, yeni yuvalarda yumurta gelişimini durdururken gelişimini tamamlayan yuvalarda ise yavruların diri diri yanarak ölmesine sebep olmaktadır.
Kıyılarda Bulunan Yapay Işıklar
Herkes ışıktan ve renkten hoşlanır ancak deniz kaplumbağalarının yaşama ihtimali bizim hoşlandığımız şeyleri değiştirip değiştirmeme kararımıza kalacak kadar ince bir çizgi üzerindedir. Kıyılarda çevremizi daha rahat görebilmek ve güvenli ortamlar oluşturmak adına aydınlatma amaçlı kullanılan ışıklandırmaların yoğunluğu deniz kaplumbağalarının yaşamasıyla ters orantılıdır. Sahillere yuvalamak için gelen anne deniz kaplumbağası, yoğun ışıktan etkilenerek bölgeyi yuvalamak için uygun bir alan olarak görmez ve orayı tercih etmez. Yapay ışıklar nispeten daha dirençli ve duyu organları gelişmiş ergin bireyleri bundan öte etkileyemiyor olsa da yuvadan yeni çıkan güçsüz ve gelişmemiş yavru deniz kaplumbağaları, sahildeki zarar verici faaliyetlerden bir an önce kurtulup denize ulaşmak pahasına ilk gördüğü ışık kaynağına tüm gücüyle koşar. Denizin tersi yönde bulunan kıyı ışıklandırmaları ise genelde ilk gördüğü ışık kaynağı olduğundan maalesef her adımında ölüme biraz daha yaklaşır.
Denizdeki ve Sahildeki Çöpler
Denizdeki ve sahildeki çöpler, deniz kaplumbağaları için ciddi tehditler oluşturur. Plastik atıklar, kaplumbağaların su altındaki plastikleri yiyecek zannetmelerine ve yanlışlıkla yutmalarına neden olarak sindirim sistemlerinde tıkanmalara, iç kanamalara ve ölümlere yol açabilir. Sahillerdeki plastik şişeler, poşetler ve diğer atıklar, deniz kaplumbağalarının karaya yumurta bırakmaya geldikleri zamanlarda boğulma riski yaratabilir. Ayrıca, çöpler içinde bulunan zehirli maddeler, kaplumbağaların sağlığını olumsuz etkileyebilir ve üreme yeteneklerini azaltabilir. Sahildeki çöpler, deniz kaplumbağalarının yumurtlama ve yavrularını denize bırakma süreçlerini engelleyebilir, bu da doğal yaşam döngülerini bozabilir. Plastik atıkların parçalanmasıyla oluşan mikro plastiklerin de kaplumbağalar üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Son olarak, insan müdahalesi, deniz kaplumbağalarının sahil bölgelerine bıraktıkları yumurtalara zarar verebilir ve doğal üreme döngüsünü bozabilir.
Bilinçsiz Avcılık Faaliyetleri
Özellikle yasadışı ve sürdürülemez avlanma uygulamaları, bu canlıların popülasyonlarını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Deniz kaplumbağaları, yanlışlıkla ağlara takılarak boğulma riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Ayrıca, kaplumbağa eti, kabukları ve yumurtaları değerli birer ticaret malzemesi olarak görüldüğünden, yasadışı avcılık nedeniyle nesilleri tehlikeye girebilir. Bu tür avlanma, deniz kaplumbağalarının doğal üreme ve göç rotalarını da etkileyerek ekosistem içinde dengesizliklere yol açabilir. Avcılık nedeniyle azalan popülasyonlar, deniz ekosistemlerinin sürdürülebilirliğini tehlikeye atabilir ve türlerin soyunun tükenme riskini artırabilir.
Peki Bu Tehdit Unsurlarına Karşı Ne Gibi Önlemler Almalıyız?
Yuvalama Sahillerinde Araç Geçişlerine Sınırlama Getirilmesi
Özellikle yuvalama döneminde sahil bölgelerinde araç geçişlerine sınırlama getirilmesi, deniz kaplumbağalarına yumurtlama alanlarında zarar verilmesini engelleyebilir. Sahil trafiğinin duyarlı toplum ve bilinçli güvenlik birimleri tarafından kontrol altında tutulması, yuvaların korunmasına katkı sağlamaktadır.
Yuvalama Sahillerinde Bilinçlendirme ve Farkındalık Çalışmaları
Sahil bölgelerinde, deniz kaplumbağalarının yuvalama dönemleri hakkında halkı bilgilendiren kampanyalar düzenlemek önemlidir. Bilinçli ziyaretçiler, bu dönemde daha dikkatli olabilir ve kaplumbağaların yuvalama alanlarına saygı gösterebilir. Böylece gerek yuvalama döneminde gerek yuvadan çıkış döneminde deniz kaplumbağaları sağlıklı bir üreme sezonu geçirecektir.
Koruma Çitleri ve İzleme-Denetleme Programları
Yuvalama sahillerine kurulan koruma çitleri, deniz kaplumbağalarının yumurtalarını korumaktadır. Ayrıca, izleme programları aracılığıyla yuvalama alanları düzenli olarak kontrol edilerek koruma altında tutulmaktadır. DEKAFOK olarak gönüllülerden ve tecrübeli üyelerimizden oluşan ekibimizle bu koruma faaliyetlerini titizlikle yürütmekteyiz.
Ateş Yakılmasının Yasaklanması ve Denetlenmesi
Yuvalama sahillerinde ateş yakılmasını yasaklamak ve bu yasaklara uyulmasını denetlemek, deniz kaplumbağalarının yuvalarının güvenliğini sağlamak adına önemlidir.
Kıyılardaki Yapay Işıkların Kontrolü
Kıyılardaki yapay ışıkların perdelenmesi, daha az hassas oldukları kırmızıya çevrilmesi veya kapatılması, deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarını seçmelerini kolaylaştırabilir. Bu sayede yuvadan çıkan yavru deniz kaplumbağaları da yapay ışıkları ay ışığı sanarak ters yöne gitmek yerine denize doğru yönelecektir.
Deniz ve Sahil Temizlik Programları
Denizdeki ve sahildeki çöplerle mücadele etmek için düzenli temizlik programları düzenlenmelidir. Toplanan çöplerin doğru bir şekilde bertaraf edilmesi, deniz kaplumbağalarının yaşam alanlarını temiz tutarak onlara daha verimli ve güvenli bir üreme alanı yaratacaktır.
Avcılık Kontrolü ve Yasaklar
Denizdeki ve sahildeki çöplerle mücadele etmek için düzenli temizlik programları düzenlenmelidir. ToplananBilinçsiz ve kaçak avcılığı engellemek için avcılık faaliyetlerini kontrol altında tutan yasaklar ve denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır. Yasalara uyan avcılık uygulamaları teşvik edilmelidir. Bölgede avcılık faaliyeti gerçekleştiren balıkçıların misina ve olta iğnelerini faaliyet sonrasında bölgeden uzaklaştırmaları sağlanmalıdır.çöplerin doğru bir şekilde bertaraf edilmesi, deniz kaplumbağalarının yaşam alanlarını temiz tutarak onlara daha verimli ve güvenli bir üreme alanı yaratacaktır.
Araştırma faaliyetleri
Mayıs ayında dişi deniz kaplumbağası yuvalamak için sahile çıkar ve kumda büyük dişleri olan tekerleğin izlerine benzer izler bırakır. Bu izler onun ayak izleridir. Ekipler, kıyılardaki insan faaliyetlerinin yoğunlaştığı sabah saatlerinden önce sahillerde dolaşır ve bu izleri yok olmadan önce tespit eder.
İzler bazen sadece yürüme ile sonlanan ve “dönüş” olarak tabir edilen şekilde olabilir. Dönüş faaliyetinde deniz kaplumbağası sahile çıkmış ancak yuvalamak için uygun bir alan bulamamış yahut çeşitli nedenlerle rahatsız olarak denize geri dönmüş olabilir. Ekip üyesi dönüş izini sonraki gelişinde tekrar sayarak verilerde yanılma olmaması için yok eder.
Yuvalama işlemi gerçekleştiyse izlerin sonunda deniz kaplumbağası çapında bir çukur ve çukurun hemen yanında üstü kum atılarak örtülmüşe benzeyen hafif tümsek bulunur. Deniz kaplumbağaları kazdığı çukura yumurta bıraktığı için bazı insanlar yumurtaların çukur bölümde olduğunu düşünebilir ancak uzmanlardan eğitim almış olan ekip üyeleri deniz kaplumbağalarının yumurtaların üstünü örttüğünü bilerek yuva bulma çubuğu olarak tabir edilen bir çubuk yardımıyla olabilecek en üst düzey dikkatle yaklaşık 20 cm çapındaki yuvayı tespit eder.
Tespit edilen yuva hemen koruma altına alınmalıdır. Ekip üyesi bunu çalıştığı araştırma ve koruma kuruluşunun yöntemlerine göre insanları ikaz edici niteliğe sahip çeşitli materyallerle yapabilir ancak neticede hepsinin amacı yuvayı koruma altına almaktır. Yuva koruma altına alındıktan sonra koordinat tespit cihazıyla uydu vericilerinden gelen konum enlem ve boylama göre not alınır. Ardından deniz kaplumbağasının denizden kıyıya çıkarak yürüdüğü alanda bıraktığı izin uzunluğu ölçülür. Yuvaya araştırma kuruluşunun belirlediği yönteme göre sıradaki yuva numarası yazılarak bir sonraki olası yuvaları tespit etmek üzere ayrılır.
Her gün aynı alanda yeni yuvaları bulmak için dolaşan ekip üyeleri önceden tespit edilerek koruma altına alınan yuvaları da düzenli olarak kontrol eder. Dişi deniz kaplumbağalarının yuvalamak için gelişleri Ağustos ayının son haftalarına kadar sürebilir. Bizlerin tespit ettiği üzere Manavgat kıyılarında sıcaklığa bağlı olarak en erken 42 gün kuluçkada kalan yumurtalar bu sürenin sonunda gelişimini tamamlar. Manavgat bölgesinde ortalama olarak 51 gün sonunda gece saatlerinde yuvadan çıkan yavrular doğrudan denize giderler. Bu dönemler Temmuz ayına tekabül eder ve Ekim ayı ortalarına kadar sürer. Bu aşamada zarar veren faktörlerin ortadan kaldırılarak izole edilmeleri çok önemlidir. Bunun için ekipler; bölgedeki ışığa karşı yuva perdeleme, ışıkları kapatma veya kırmızıya çevirme gibi yöntemlerle birlikte bölgedeki çöpleri ortadan kaldırarak yavruların denize gitmelerini kolaylaştırıcı önlemler alır.
Yuvadan çıkan yavru hareketlerine göre ortalama 4 gün boyunca yuvadan çıkan yavruları düzenli olarak izleyen ekipler 4. günün sonunda yuvayı açarak sıkışan yavru olup olmadığını tespit eder ve eğer varsa gece saatlerinde denize bırakır. Boş kabuk sayısını, ölü yavru sayısını, döllenmemiş ve çeşitli evrelerde kalmış yumurtaları tespit ederek kaç yavrunun denize gittiğini, annenin kaç tane yumurta bıraktığını, ölen yavruların ölüm nedeni gibi birçok veriye erişebilir.
Cinsiyetleri sıcaklığa bağlı olarak oluşan deniz kaplumbağalarının cinsiyet tespitleri için belirli yuvalara ısıölçer kaydedici cihazları yerleştirilerek; yumurtlama tarihinin ilk gününden, son yavru çıkışının tespit edildiği son günden bir sonraki güne kadar ısı bilgileri alınabilir. Küresel ısınmanın etkilerine bağlı olarak ısınan hava nedeniyle yaklaşık 28.5°C üzerinde dişi deniz kaplumbağası yavruları oluşurken bunun altındaki ısılarda erkek yavrular meydana gelir. Akdeniz kıyıları, üreme dönemine denk gelen yaz aylarında genelde 28 derece üstünde bir havaya hâkim olduğundan sıklıkla dişi yavrular meydana gelir ve erkek deniz kaplumbağalarının sayısı düşer. Bunun sonucu olarak üreme dönemlerinde çiftleşecek erkek sayısında hızlı bir düşüş yaşanmaktadır.